25 Kasım 2014 Salı

PROF. DR. ANIL ÇEÇEN: "YENİ BİR PARTİ KURMAK ŞART OLDU"

PROF. DR. ANIL ÇEÇEN: "YENİ BİR PARTİ KURMAK ŞART OLDU"
Demokratik Değerler Hareketi’nin toplantısında konuşan Prof.Dr. Anıl Çeçen, “ Türkiye’de son yıllarda yapılan seçimlerden sürekli olarak aynı haritanın çıkması ülkenin bölünmüşlüğünü göstermektedir. O zaman yeniden bir açılıma ihtiyacımız var. Daha anayasamız yürürlüktedir. Uluslararası hukuka göre de Türkiye Cumhuriyeti Devleti diğer bütün devletler gibi varlığını korumaktadır ” dedi.
“ Cumhuriyetin 100. yılına doğru gidiyoruz. Türkiye’nin 100. yılını göremeyeceğini iddia eden iç ve dış çevreler var. Sürekli Türkiye’ye dışarıdan gelen planlar programlar empoze edilmektedir diyen Profesör Çeçen  konuşmasında şunları söyledi:
Prof. Dr. Anıl ÇEÇEN
Prof. Dr. ANIL ÇEÇEN
Bu coğrafyada yaşadığımız problemlere çözüm getirmek, bölgemizdeki çatışmalara çözüm getirmek ama bu açılım adı altında saçılım yöneliminde birtakım gelişmelerle Türkiye’den taviz vermek, Türk Devleti’nin gücünü kırmak, bugünkü başbakanın söylediği gibi kamu düzenini sarsmak değil. Bugün Doğu Anadolu’da çok ciddi bir kamu düzeni sorunu var. Türkiye’nin büyük partileri Doğu Anadolu’ya giremez hale geldiler. Kurtuluş Savaşı’ndan gelen ortak rızamız birlikte yaşama, beraber olma, siyasi konsensüs ortadan kalktığını görüyoruz. Halbuki cumhuriyet tarihimize bakarsak birçok parti kurulmuştur.
O partiler kurulurken Edirne’den Ardahan’a Kars’tan Antalya’ya kadar Sinop’tan Hatay’a kadar Türkiye’nin bütün vilayetlerinden gelen temsilcilerle Misak-ı Milli sınırları içerisinde Türk Milleti’ni bir arada tutmaya çaba sarf eden partilerdi. Ama bugün bakıyoruz maalesef son zamanlarda yapılan seçimlere bakıyoruz. Bir tarafta Türkiye’den kopmakta olan bir bölge bir tarafta iktidar partisinin büyük bir ağırlığı öbür tarafta da giderek sahillere sıkışmış olan bir milliyetçi parti ya da cumhuriyeti kuran Atatürk’ün partisi. Bu görünüm devletin geleceğine zarar vermektedir.
Türkiye’de son yıllarda yapılan seçimlerden sürekli olarak aynı haritanın çıkması ülkenin bölünmüşlüğünü göstermektedir. O zaman yeniden bir açılıma ihtiyacımız var. Daha anayasamız yürürlüktedir. Uluslararası hukuka göre de Türkiye Cumhuriyeti Devleti diğer bütün devletler gibi varlığını korumaktadır. Geçen hafta Türk askerinin Diyarbakır’da yürüyüş yapması da bunu göstermektedir. Bir bölgenin kamu düzenini bozmakla, bir bölgeyi ülkenin bütününden ayırmakla bir yere varılamayacağını Türkiye yeniden göstermek durumundadır. Bir imparatorluğun çöküşünden sonra böyle bir devlet kuruldu ve biz bu devletle 90 yıl beraber olduk. Cumhuriyetin 100. yılına doğru gidiyoruz. Türkiye’nin 100. yılını göremeyeceğini iddia eden iç ve dış çevreler var. Sürekli Türkiye’ye dışarıdan gelen planlar programlar empoze edilmektedir.
Avrupa Birliği’ne uyum sağlayalım dedik devletimizin yarı yarıya gücü kırıldı. Batılı müttefiklerimizle beraber olalım dedik. Komşularımızla karşı karşıya geldik. Batılı müttefiklerimizle bölgede anlaşalım dedik. Savaş senaryolarıyla, emperyal senaryolarla karşı karşıya kaldık. Ama Kurtuluş savaşı sonrası bu devleti kuranlar ki kurucu önderimiz Mustafa Kemal Atatürk Yurtta sulh, cihanda sulh derken komşularımızla bir araya gelmeyi öneriyordu. Bugün batılı müttefiklerimiz tarafından komşularımızla savaşmaya zorlanıyoruz.
Türkiye tek yönlü bir ülke değildir. Türkiye batının içerisinde yer almıştır ama merkezi bir bölgenin de tam ortasında bir ülkedir. Batılılardan kopmayacağız ama bu coğrafyaya yönelik onların emperyal planlarına alet olduğumuz noktada bölgede bir din savaşına, bölgede bir mezhep savaşına, komşularımıza yönelik bir savaşa da alet olmayacağız. Bu doğrultuda da Türkiye’ye Irak ve Suriye’nin kuzeyinden taşınmak istenen problemlere karşı da Türkiye ulusal refleksini gündeme getirecek. Türkiye’yi ve devleti toparlayacak yeniden Türkiye’nin Ankara’dan yönetilir hale gelmesini sağlayacak bir siyasi hareketi Ankara merkezli, Türkiye’nin bütün bölgelerini içine alan bir tarzın mutlaka öne çıkması gerekmektedir.
Önümüzdeki seçimlerle Türkiye demokrasiye devam edecekse mutlaka yeni bir partinin meclise girmesi gerekmektedir. İşte bu oluşum diğer oluşumların ötesinde bunu görerek hareket ettiği kanaatindeyim. Önümüzdeki dönemde askeri bir müdahale olmaması için, ara rejimlere sürüklenmemek için, mutlaka demokrasinin devam etmesi için meclise yeni bir partinin girmesi ve bugünkü tek parti hakimiyetinin de yavaş yavaş artık geride kalması gerekmektedir. Son 12 yıldır tek parti hakimiyeti Türkiye’yi maalesef demokrasi yönünden sarsma aşamasına gelmiştir. Seçimler yoluyla iktidar değişmelidir. Bugünkü iktidar seçimlerle gelmiştir. Seçimlerle gelen seçimlerle gitmesinin bilecektir. Ülkemizde bir anayasa ve yargı düzeni vardır. Hukuk devleti çatısı altında yargı bağımsızlığı, yasama, yürütme ve yargı dengelerinin yeniden kurulması gerekmektedir. Bu doğrultuda devletimizde idari bir reforma ihtiyaç vardır. Bu doğrultuda ülkemizin taşra teşkilatının yeniden düzenlenmesi gerekmektedir. Bu doğrultuda bölgemizdeki oluşumlarda Türkiye’nin mutlaka plan ve programlarının olması gerekmektedir. Bu doğrultuda Türkiye’nin yeniden, devletinin güçlenerek bölgede barışın sağlanması noktasında bir araya gelerek birlikte yaşama iradesini tazelemesi gerekmektedir. Ben Demokratik Değerler Hareketi’nin bu doğrultuda önemli girişimlerde bulunacağına inandığım için sizlerle beraberim.
Sonuç olarak şunu söylemek istiyorum: “ Görülüyor ki bir siyasi partinin kuruluş aşamasındayız. Hepimiz heyecanla doluyuz ve Türkiye için bir şeyler yapmak istiyoruz. Bu konuda yalnız değiliz her gün yeni bir parti kuruluyor. Ciddi bir parti enflasyonu ile karşı karşıyayız. Ama gene de kendi inançlarımız doğrultusunda siyaset sahnesinde bir eksiklik olduğunu gördüğümüz için böyle bir parti oluşumunun içerisinde yer aldık. Çünkü Türkiye’nin herhangi bir partiye değil, Türkiye’nin ihtiyacını karşılayacak bir partiye ihtiyacı var. Şu aşamada nedir o ihtiyaç? Türkiye’nin sorunlarına çözüm getirmektir. Nedir o ihtiyaç? Türk Devleti’nin zayıflamış olan gücünü yeniden toparlamasını sağlamaktır. İşte biz bunu yapacağız. Türkiye’nin-Türk insanının ihtiyacı olan tüm sorunlarının çözüm yolunun bulunacağı yer burasıdır, dolayısıyla sizlersiniz. Bu azim ve irade ile bu yolculuğa çıkıyoruz. Eminim ki başarıyı yakalayacaktır; çünkü bu azim ve iradeyi sizlerde görüyorum.”

ABDULKADİR SARI; AMACIMIZ TABELA PARTİSİ OLMAK DEĞİL, ÜLKENİN SORUNLARINA ÇÖZÜM GETİRMEK

ABDULKADİR SARI; AMACIMIZ TABELA PARTİSİ OLMAK DEĞİL, ÜLKENİN SORUNLARINA ÇÖZÜM GETİRMEK
Eski Hatay Valisi Abdülkadir SARI
Demokratik Değerler Hareketi’nin toplantısında konuşan Eski Hatay Valisi Abdulkadir Sarı, "Şu an Türkiye’de kurulan parti sayısı 93 oldu. Yani amaç siyasi partiyi kurup tabelayı asmak değil. Amaç, bu ülkenin sorunlarına çözüm getirebilmek." dedi.
"Gerçekten ülkenin sorunları var. Biz bu sorunları çözme iddiasında olan Demokratik Değerler Hareketi’nin siyasi yapılaşmasını da bir an önce gerçekleştirmek zorundayız. Şu andaki siyaset arenasına bakarsanız pıtrak gibi partilerin ortaya çıktığını görürsünüz. Bir kısmı gelecekteki siyasi hareketlerle ilerlemek  adına yola çıktılar, bir kısmı da olası bir ittifaklarda pazarlık güçlerini ortaya koyabilmek adına yola çıktılar. Ama bizim içerisinde bulunduğumuz hareket her şeyden önce ülkemizin beklentisine cevap vermek durumundadır. Bunu karşılayabilmesi için de iyi bir program hazırlığı yapıldı. Ülkenin sorunlarına çözüm üreten bir program hazırladık. Siyasi partinin olmazsa olmazlarından olan tüzüğümüzün de hazırlığını yaptık.
Biz teşkilatlanmada yeni bir parti kurmak yerine siyasi partilerden seçime girme hakkı olan bir partinin yeniden şekillendirilmesini gerçekleştireceğiz. Yani şu anda seçime girme hakkı olan partinin adını, adresini, amblemini, tüzüğünü, programını, merkez karar ve yönetim kurulunu yeniden şekillendireceğiz. Burada merkez karardan çıkacak sonuçla yürütme kurulunu sağlamış olacağız. Bundan sonra da taşra yapılanmasını gerçekleştirmiş olacağız. Bununla ilgili de öncelikle merkez karar yönetim kuruluna girebilmek için yeni parti çalışmalarımız var. Öngörülen sayıda arkadaşımızın merkez karara girmesini sağlayacağız.
Şu an Türkiye’de kurulan parti sayısı 93 oldu. Zannederim pazartesi günü bir tane daha dilekçe verilecek ve 94 olacak. Yani amaç siyasi partiyi kurup tabelayı asmak değil. Amaç, bu ülkenin sorunlarına çözüm getirebilmek. Şu anda parlamentoda ve parlamento dışında bulunan siyasi partiler ülkenin sorunlarına çözüm üretemediği için yapılan tüm anketlerde yüzde 30’lara yaklaşan bir kesim yeni bir parti kurulmasının ihtiyaç olduğunu ve kararsız olduklarını ifade etmişlerdir. O zaman bize düşen görev bu ülkenin ihtiyacı olan sorunları doğru tespit etmek ve sorunlara doğru çözüm üretebilmek. Bunu üretebilecek kişileri de vatandaşın beklentisi doğrultusunda Hakkari’den Edirne’ye, Sinop’tan Hatay’a kadar doğru fotoğrafla meslek gruplarını, etnik, inanç, demografik yapıyı dikkate alarak bir yapılanma ile halkın karşısına çıkarsak inanıyorum ki ülkemin insanları benim görmek istediğim fotoğraf budur, bu fotoğrafta kendimi görebiliyorum diyecektir.
Ayrıca birilerinin belirlediği gündemi tartışmak yerine biz hiçbir kavgaya girmeden ülkenin sorunlarını çözüm üretebilmek adına projelerimizle siyaset sahnesine çıkacağız. Halkımıza bunu anlatacağız. Yani bizim anlattığımız projelerle, sorunlara çözüm önerileriyle Hakkari’de ne konuşuyorsak Edirne’de de aynı şeyleri konuşmuş olacağız. Bu partinin esasını sizler oluşturacaksınız. Bu partinin programı kavgacı bir anlayışla yazılmış olmayacak. Türkiye’nin sorunları doğru tespit edilmiş ve bu tespit edilen sorunlarla da ortak aklın ürünü olan, doğru seçimlerle siyaset sahnesine çıkacağız.
İnsanların kaygılarını da yeneceğiz. Şu anda topluma pompalanan birtakım korkular var. İstikrar bozulursa şöyle olur böyle olur diye oy avcılığı yapılmaktadır. Bunun da önüne geçecek bu kaygıları da giderecek doğru çözümlerle siyaset arenasında hep birlikte yer alacağız. Bizim toplumumuza vereceğimiz mesaj Güneydoğu’da da aynı mesaj olacaktır, Sinop’ta da aynı mesaj olacaktır. Burada farklı orada farklı konuşmayacağız. Biz milletimize bir çağrıda bulunacağız. Bu çağrı günlük siyasetin çağrılarını içermeyecek. Bu oluşumdaki büyüklerimiz de bu siyasi hareketin kefaletini oluşturacaklar. Pırıl pırıl, adı siyasette hiçbir kaygıyla anılmayan, şaibeye karışmamış, bu ülkeye hizmet aşkıyla dolu olan, siyasette hizmet vermiş insanlar Demokratik Değerler Hareketi’nin ortaya çıkarttığı siyasi anlayışın da gelecekte ülkeye hizmet edeceğine dair kefaleti üstlenmiş olacaklar. İnanıyorum ki yakın gelecekte partileşmeyi sağlamış olacağız."

DEMOKRATİK DEĞERLER HAREKETİ 4. TOPLANTISINI YAPTI

DEMOKRATİK DEĞERLER HAREKETİ 4.TOPLANTISINI YAPTI
22-11-2014
Toplantı her zaman olduğu gibi yine hararetli ve hareketli geçti. Ankara'nın dışından da bazı katılımlar oldu.
  
      Devletin önemli zafiyete uğradığını söyleyen bazı konuşmacılar, önümüzdeki seçimlerin baskıcı rejimden kurtulmak için bir fırsat olduğunu ileri sürdüler. Bazı konuşmacılar ise TBMM'e atıfta bulunarak milletvekillerinin milli ve manevi değerler konusunda birlik-beraberlik içinde olmasını arzu ettiklerini söylediler. Toplantıda bir konuşma yapan ünlü düşünür Prof.Dr. Anıl Çeçen ise yaptığı konuşmada, hükümetin asli görevini yapmakta aciz kaldığını, CHP'nin ve MHP'nin ise oy aldıkları tabanı temsil edemediklerini söyledi. " Bu da gösteriyor ki merkezde 4 tabana dayalı bir siyasi kuruluşun hemen yarından tezi yok kurulması gerekiyor " diyen Prof.Çeçen, bu mana herkesin üzerine düşen görevi yapması gerektiğini söyledi. 
Haberin devamı ve fotoğraflar daha sonra sunulacak. 

Etiketler : DEMOKRATİK - DEĞERLER - HAREKETİ - 4.TOPLANTISINI - YAPTI -

17 Kasım 2014 Pazartesi

Esat Kıratlıoğlu: Erdoğan’ın ortaya koyduğu İslamiyet, Kur’an İslamiyet’i değil

Kıratlıoğlu: Erdoğan’ın ortaya koyduğu İslamiyet, Kur’an İslamiyet’i değil!..
•Demokratik Değerler Hareketi’nin düzenlediği 14 Kasım 2014 tarihli toplantıda konuşan Çiller döneminin bakanlarından; Demokratlar Kulübü Üyesi Esat Kıratlıoğlu, “ Ekonomimiz şu anda üretime dayalı bir ekonomi değil, tamamen tüketim ekonomisine ve dışardan gelen döviz ekonomisine bağlı. Eğer sıcak para kesilirse Türkiye’den 30-40 milyar dolar gittiği takdirde Türkiye’de ekonomi allak bullak olur” dedi.  
Kıratlıoğlu şunları söyledi: 
“Şu anda Türkiye’de bir muhalefet boşluğu var. Maalesef muhalefet bütün kanatları itibariyle bugünkü iktidarın karşısında varlık gösterememektedir. Ben 1954 yılında ağabeyim demokratik parti milletvekili seçildiği zaman onunla beraber amatör başladım politikaya. 1963 yılında da aktif olarak girdim. O zamandan bu zamana kadar tecrübelerim bana Türkiye’de halkın iki etkenlik altında olduğunu gösterdi.
Birisi din birisi cebir.
Bugünkü iktidar Müslümanlığı istismar eden ve de kendi menfaatleriyle bunu fevkalade değerlendiren bir iktidar. Recep Tayyip Erdoğan İmam Hatip mezunu olduğu için kendisini yetiştirmiş İslamiyet’te bilgi sahibi bir kimse. Ama bunun karşısında muhalefet bu vasıflara haiz değil. Recep Tayyip Erdoğan’ın ortaya koyduğu İslamiyet Kur’an İslamiyet’i değil. Kur’an bunların İslamiyet’ini tamamen karşı olarak görüyor. İslamiyet’te hırsızlık yok, bir başkasını zarara sokarak kendi menfaatini temin etmek yok, bir grup yaratmak suretiyle fırkalara ayırmak yok. Ama bugünkü iktidar bunu tam manasıyla istismar konusu olarak kullanmaktadır. 
Ekonominin devirmediği hiçbir iktidarı tanımıyorum.
Şu anda bunların karşısında tek bir imkan var. O da ekonominin bunları devirmesi. Onun haricinde din konusu itibariyle şu anda Türkiye’yi yüzde 50 ele geçirmiş durumdalar. Ekonomi ise şu anda üretim değil, tamamen tüketim ekonomisine ve dışardan gelen döviz ekonomisine bağlı. Eğer sıcak para kesilirse Türkiye’den 30-40 milyar dolar gittiği takdirde Türkiye’de ekonomi allak bullak olur. 93-94 yıllarındaki ekonomi Türkiye’den bir 10 milyar doların çıkmasıyla başlamıştır. Ben Türkiye için bunları temenni etmiyorum. Sırf bunlar yıkılsın diye Türkiye belanın içerisine girsin de istemiyorum. Ama bu gerçeği gözünüzün önüne sermek istiyorum. Şu anda Türkiye’de bir muhalefet boşluğu var. Bu muhalefet boşluğunun doldurulması gerekiyor.
Sayın Hasan Korkmazcan’ın başkanlığındaki bu hareketin başarıya ulaşmasını temenni ediyorum. 
Her şeyden önce alan hakimiyetinin tesis edilmesi gerekir.
Alan hakimiyeti illerdir, ilçelerdir, köylerdir. Ankara’da politika yapılmaz. Bugün muhalefetin en büyük eksikliği politikayı Ankara’da yapmalarıdır. Televizyonu açtığı zaman vatandaş dinliyor ama vatandaşlarla yüz yüze temasa geçmedikçe, köylerdeki vatandaşlarla karşılıklı sohbet içerisine girmedikçe vatandaşın mesafe kat etmesi muhalefet olarak çok zor. Çünkü adam bunu güç olarak din bakımından kullanıyor. Muhalefet bunun karşısında dini vasıflar itibariyle bunların gerçek yüzlerini ortaya koyma durumunda bulunamıyor. 
Şu anda çeşitli partiler faaliyet haline geçme durumunda. Pek çok kişi bunu denemekte ama bu deneyişlerin içerisinde hep zayıf kalıyorlar. Politika tecrübe isteyen, bilgi isteyen ve fikir üreten bir meslektir. işte bugün ülkemizdeki eksiklik bu. 
Bu hareketin başarılı olabilmesi için hepinizin ilçe ilçe, köy köy dolaşarak bu arzuyu ortaya koyma durumu gerçekleştirilmelidir. Buradaki toplantılar bu hareketin, hareket kaynağı olmalı. En küçük kadro itibariyle gidebildiğiniz kadar Anadolu’ya dağılacaksınız. Bu kötü gidişin temelinde Anadolu yatmaktadır ve kim Anadolu’ya hakim olursa hedefe o yakalar. “
(Ankara, 15-11-2014)

Demokratik Değerler Hareketi Yöneticileri M.Oktay Çetinel'i ziyaret ettiler

Hasan KORKMAZCAN ve Demokratik Değerler Hareketi Yöneticileri, Ulus Gazetesi Sahibi M. Oktay Çetinel'i ziyaret ettiler
İş dünyasının ve Ankara'nın saygın simalarından, Ulus Gazetesi'nin sahibi Mehmet Oktay Çetinel Demokratik Değerler Hareketi yöneticileri tarafından ziyaret edildi. 
Demokratik Değerler Hareketi'nin Başkanı Hasan Korkmazcan ve Yardımcısı E.Ulaştırma Bakanı Prof.Dr. Enis Öksüz'ün de yer aldığı ziyarette, Gazeteci-Yazar Mehmet Akyol, Av.Nazım Orhan ve Yeminli Mali Müşavir Murat Ünlü ile gazetenin genel yayın müdürü Dilek Paksoy da hazır bulundular. 
Gündemdeki konuların tartışıldığı ziyaret sırasında Mehmet Oktay Çetinel şunları söyledi: " Türkiye'nin yönetimi ehil ellerde değil, sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan her şeye müdahale ediyor. Başkan ve AKP Genel Başkanı sayın Ahmet Davutoğlu'nun varlığı ile yokluğu belli değil. Bu böyle gitmez. Gitmemeli. Halkımız acilen merkezde bir partinin kurulmasını bekliyor. Özellikle dört tabana dayalı bir parti kurulması halinde AK parti iktidarı önümüzdeki seçimlerde umduğunu bulamaz. Çünkü seçmen kurulacak partiye sahip çıkacaktır. Bunun öncülüğünü yapacak olan da tecrübeli siyaset erbabı politikacılardır. Bu konuda bizim üzerimize ne düşerse yapmaya hazırız. yeter ki halkımızın siyasi ihtiyacı karşılansın."   (Ankara: 15-11-2014)

30 Ekim 2014 Perşembe

İKİ ODALI KERPİÇ EVDEN ÇANKAYA KÖŞKÜNE; NACİ AKIN, SÜLEYMAN DEMİREL DEMOKRASİ VE KALKINMA MÜZESİ VE KÜLLİYESİ MUHTEŞEM BİR TÖRENLE AÇILDI

NACİ AKIN

NACİ AKIN

İKİ ODALI KERPİÇ EVDEN ÇANKAYA KÖŞKÜNE

SÜLEYMAN DEMİREL DEMOKRASİ VE KALKINMA MÜZESİ VE KÜLLİYESİ MUHTEŞEM BİR TÖRENLE AÇILDI

Geçen yıl Nazmiye Demirel Hanımefendinin cenaze merasimi için İslamköye gittiğimizde yapımı henüz tamamlanmamış olan Demirel Külliyesinin açık bölümlerini gezme fırsatı bulmuş ve özellikle de Demokrasi ve Kalkınma Müzesine hayran kalmıştım. Burası müze olmaktan öte adeta Türkiye’de demokrasi tarihini ve kalkınma hamlelerini örnekleri ile anlatan bir araştırma merkezi gibi. Ömrünün 60 yılını bürokrat ve devlet adamı olarak millet ve devlet hizmetine adayan Demirel’in de hayatının o bölümünün hikayesi sanki. Dünyada bu müzenin benzeri yok, varsa da ben bilmiyorum.

Dile kolay, 14 Kasım 1976 günü AP Gençlik Teşkilatı Genel İdare Kurulu üyeliğine seçildiğim günden, Demirel’in Çankaya’ya çıktığı güne kadar o müzede sergilenen birçok eserin açılışında veya temel atmasında, Demirel’in içinde olduğu birçok hadisede, Demirel’in yanında bulunmuş ve yaşananlara bizzat tanıklık etmiştim. Çankaya günlerinde dahi Sayın Cumhurbaşkanının görev bölgemdeki faaliyetlerine katılma fırsatı bulmuş, bir kez de Slovenya resmi ziyaretinde de resmi heyette yer almıştım. Müzeyi gezerken o anları yeniden yaşamış gurur ve heyecan duymuştum.Ekran Resmi 2014-10-30 13.55.47

Hiç unutmam Demirel’in yasaklı dönemiydi ama yasak tanımıyor Anadolu’yu karış, karış geziyorduk. Erzurum, Kars seyahatimizde Kars Tuzluca’ya (Şimdi Iğdır’a bağlı) geldik. Demirel, karşıda görünen Ermenistan köylerini işaret ediyor “Ben Tuzluca’ya ilk geldiğimde benim vatandaşım, ışıl ışıl yanan Sovyet köylerine bakıyor onlara gıpta ediyordu. Burayı biz aydınlattık, elektriğe, ışığa, medeniyete kavuşturduk. Bugün artık medeniyete kavuştuysanız, Rus köylerine imrenmiyorsanız, bu demokrasinin sayesindedir. Demokrasiye sahip çıkınız, bize sahip çıkınız” diyordu.

Bir başka hadise de Demirel’in Külliyenin açılış töreninde de değindiği Harranlı ihtiyarla diyaloğudur. Demirel’in 80 öncesinde temelini attığı GAP projesinin en önemli ayağı Urfa tünellerinin açılışı da gene kendisine nasip olmuştu. Atatürk Barajının suyu 26 km uzunluğundaki iki adet tünelle susuzluktan çatlayan Harran ovasına akacak toprağa bereket getirecekti. Alanında dünyanın en büyük projesiydi. Demirel bu projeyi başlattığında muhalifleri hayal peşinde koştuğunu iddia ediyor yerden yere vuruyordu. 12 Eylül darbesine rağmen o hayal gerçek oldu ve o gün Urfa’da bayram vardı. Onbinler, kapaklar açılıp su akmaya başlayınca zılgıtlarıyla, yeri göğü inletiyor, Demirel’e ve devletine minnet ve şükran duygularıyla sadakatini sunuyordu. Harran ovasına onlarca aşiret çadırı kuruldu, bir taraftan davullar çalıyor, zılgıtlar çekiliyor diğer taraftan binlerce Urfalı, Harranlı çadırlarda kurulan sofralarda devlet millet kucaklaşmasının en güzel örneğini veriyordu. Harranlı bir ihtiyar Demirel’e yaklaşarak “Siz dağları değil çağları deldiniz” diyordu. Gerçekten de o eser Türkiye’de değil dünyada çağın en büyük eseriydi ve mimarı da Süleyman Demireldi.

1(885)

Süleyman Demirel ve Şevket Demirel imzasını taşıyan Külliyenin açılış töreni davetiyesini aldığımda o günler geldi hemen aklıma. O heyecanla eski dostlarla haberleştik, planlar programlar yapıldı, o gün Türkiye’nin dört bir yanından gelen demokrasi sevdalılarıyla orada buluşma kararı verildi. Cumartesi günü gelen telefon ise mutluluğumu bir kat daha artırdı. Annemin ve benim, Pazar günü sabah Esenboğa’dan kalkacak Isparta uçağında olmamız isteniyordu. Hatırlanmak güzel bir şey, demek ki vefa sadece İstanbul’da bir semt adı değilmiş diye düşündüm.

Uçakta birçok eski dost ile beraberdik. AP Gençlik kollarından bu yana Demirel’i yalnız bırakmamış yaşı ilerlemiş gençler, Demirelli yılların AP ve DYP gruplarında yer alan milletvekilleri, bakanları, bürokratları, DYP kurucuları, hayatta olmayan bazılarının eşleri, bazı CHP ve MHP milletvekilleri, Ankara Gazeteciler Cemiyeti Başkanı ve yönetimi ve bir gazeteci ordusuyla beraberdik.ısparta5

Isparta havaalanında bizi yakalarında tören logosu taşıyan gençler karşıladılar, bize tahsis edilen araçlarla eskort eşliğinde İslamköye vardık. İslamköy bayram yeri gibiydi, köyün girişinde Demirel’e kurban edilmek üzere bekleyen iki yavru deve vardı(öğrendim ki Demirel onları bağışlamış) Külliye’nin bulunduğu yere ve tören çadırına geldiğimizde artık otobüslerimizin yürüme imkanı kalmamıştı. Bir sel gibi akan insan topluluğunun arasına karışarak yürüdük.

Çadıra geldiğimizde ayrı bir izdiham yaşanıyordu. Küçük çaplı da olsa protokol krizleri yaşandı. Nedense bizim oryantal davranma tarzımız biraz bile gelişmemiş. Halbuki, katılım teyidi bildirmek telefonla veya mail yoluyla sadece 30 saniye sürer, bu izdiham da yaşanmaz, ama biz kolay yolu seçiyoruz sandalyelerin arkasına yapıştırılan isimleri söküp oturmak daha kolayımıza geliyor. Hele bir de AKP iktidarında artık alıştığımız koruma terörü var ki sormayın. Kulakları telsizli birileri sandalyeleri kapatmışlar, yerler dolu diyorlar biraz zorlayan oldu mu da hemen güç gösterisinde bulunmaya kalkıyorlar, ama orayı dolduran topluluk bunlara alışkın, 12 Eylül dönemlerinde, meydanlar yasaklandığında az mı polis kordonu yarıp geçtiler. Öğreniyoruz ki o yerler bazı AKP milletvekilleri ve beraberindekiler için tutulmuş, devletin polisi ne zamandan beri milletin vekillerine yer tutmak için görevlendiriliyor, o da ayrı bir garabet. Neyse ki aralarında olgun olanları da vardı ki, 89 yaşındaki anneme bir yer gösterdiler bizler de ayakta izleyebildik töreni. CHP Genel Başkan Yardımcısı kadim dostumuz Aytun Çıray, eski yeni birçok milletvekili de ayakta izleyenler arasındaydı. Ayakta kalmayacak durumda olanlar ise çadırın dışında kurulan dev ekranlardan izlemeyi tercih ettiler.ısparta4

Sahnenin ve protokol sıralarının önü ise adeta miting alanı gibiydi, yapılan anonslara rağmen bir türlü boşaltılamadı. Ürdün Prensi Hasan bin Tallal çadıra girişinde izdiham nedeniyle büyük güçlük yaşadı. Başında poşusuyla resmi kıyafetli Çerkes asıllı yaveri büyük bir şaşkınlık içerisinde Prensi kucaklayıp içeri sokmaya çalışıyordu. Demirel’in salona girişi de kalabalığın dağılmasına kadar bekletildi. Diğer yabancı Cumhurbaşkanları ve temsilciler de güçlükle yerlerini alabildiler. Demirel sağında Prens Hasan, solunda Meclis Başkanı Cemil Çiçekle birlikte oturdu. Sağ taraftaki diğer koltuklarda, Kosova Cumhurbaşkanı, Gagavuzya Cumhurbaşkanı, Romanya eski Devlet Başkanı, Azerbaycan Başbakan yardımcısı ve birçok devlet ve Hükümet Başkanlarının özel temsilcileri oturdular. Soldaki koltuklarda ise CHP ve MHP Genel Başkanları, TBMM eski Başkanı Hüsamettin Cindoruk ve İsmet Sezgin, Necmettin Cevheri, Nahit Menteşe gibi isimler oturdu. Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu da bir süre ayakta kaldıktan sonra araya sıkıştırılan bir sandalyeye oturdu. Törende AKP camiasından Meclis Başkanı Cemil Çiçek dışında sadece Köksal Toptan gibi eski AP’lilerle Isparta Milletvekilleri ve Demirel’in kalkınma hamlelerini yürüttüğü dönemde bürokrat kadroda yer alan bazıları katıldılar. Cumhurbaşkanı ve Başbakandan bir mesaj dahi gelmemesi dikkatlerden kaçmadı. Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’in Demirel’e övgüler yağdıran, Azerbaycan Türkçesiyle yazılan mektubu ise hem tebessüm ettirdi hem de dakikalarca alkışlandı. Önceki Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün de Demirel’i öven mektubu da takdirle karşılandı.

Gözler Hükümet temsilcilerini, halefi Tansu çilleri, kendi camiasından sitem almasına karşın Isparta’da elini kaldırdığı Mesut Yılmaz’ı çok aradı. Kendileri olmadığı gibi ne temsilcileri ne de telgrafları vardı, ama halk oradaydı. Manisa’dan eski Milletvekilleri Halil Yurtseven, Ümit Canuyar ile belediye başkanları Ersan Atılgan ile Zafer Ünal ordaydılar. DYP eski İl Başkanı Halim Sezici ve Menderes’in Işığı Derneği temsilcileri ile birçok vefalı dostları da oradaydılar. Eski Bakanımız Önol Şakar’la da sabah uçakta birlikte geldik.ısparta2

Tören yılların TRT sunucusu kadife sesli Mehpare Çelik’in herkesi duygulandıran açış konuşmasıyla başladı. Ardından sahne alan Muğla Milletvekili ve Türk halk müziği sanatçısı Tolga Çandar’a Harmandalıyla başlayıp, İzmir’in Kavaklarıyla bitirdiği ege türkülerinde kendisine bir de Ege zeybeği eşlik etti. Çandar Demirel’in de çok sevdiği bir Isparta Türküsünü okurken söylediği “ bizde yiğit olana, mert olana, özü, sözü doğru olana, kıvırmayana bir dediğini yarın inkar etmeyene EFE derler, bu türküyü en büyük efeye armağan ediyorum” sözleri ise dakikalarca ayakta alkışlandı. Çandar’ın konserini Demirel’in iki odalı kerpiç evden Çankaya’nın zirvesine çıkış hikayesini ve ülkenin kalkınma hamlelerini konu alan bir sinevizyon gösterisi takip etti. Bu film açılışı yapılan Demokrasi ve Kalkınma Müzesinin de bir özetiydi adeta. Sonrasında ise genç bir yeteneği izledik; Canan Andersen. Andersen İtalya doğumlu, hem ABD hem de Türk vatandaşı, halen İstanbul Belediye Konservatuarı öğrencisi, istikbal vadedenrock kemancısı bir kızımız. Dünya klasikleri, ile Dede Efendiyi rock tarzıyla yorumlayışı da adeta çağdaş Türkiye’nin geldiği noktayı işaret ediyordu. ABD vatandaşı da olmasına rağmen kendisini her zaman Türk olarak hissettiğini söylemesi ise salonu alkışa boğmaya yetti.

Gösterilerin ardından, Vakıf Başkanı Şevket Demirel ile 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’in konuşmalarını izledik ve kurdeleler kesilerek Süleyman Demirel Külliyesi resmen açıldı. Bu konuşmaların satır aralarını, o gün oradaki temaslarımız, görüşmelerimiz ve bunlara ilişkin siyasal analizlerimi bir sonraki yazıma bırakıyorum.ısparta3 ısparta1

Bugünü tek bir cümleyle ifade etmek gerekirse;

91. Yılını kutladığımız Cumhuriyetimiz ancak demokrasi ile taçlandığında güzeldir, demokrasiyi sandıktan ibaret sayarak hürriyetleri ve hukuk devleti ilkesini bir tarafa bırakırsanız, ya da sadece laik cumhuriyet ilkesini benimseyip, demokratikliği,  hürriyetleri ve milletin değerlerini rafa kaldırmak isterseniz o zaman ne kalkınmanın ne de refahın kıymeti vardır. Süleyman Demirel bunu bütün yönleriyle başarabilmiş bir liderdir. Allah uzun ömürler versin. Kalın sağlıcakla.141026demirel3

SÜLAYMAN DEMİREL & İKİ ODALI KERPİÇ EVDEN ÇANKAYA KÖŞKÜNE; NACİ AKIN, SÜLEYMAN DEMİREL DEMOKRASİ VE KALKINMA MÜZESİ VE KÜLLİYESİ MUHTEŞEM BİR TÖRENLE AÇILDI

15 Ekim 2014 Çarşamba

Mehmet AKYOL'un haberi: Demokratik Değerler Hareketi adına konuşan Hasan KORKMAZCAN; “TÜRKİYE'Yİ YENİDEN İMAR VE İHYA EDECEĞİZ”

DEMOKRATİK DEĞERLER HAREKETİ ADINA KONUŞAN HASAN KORKMAZCAN: “TÜRKİYE'Yİ YENİDEN İMAR VE İHYA EDECEĞİZ”
HABER: Mehmet AKYOL
Soldan sağa: Mehmet AKYOL,
Recep Tayip ERDOĞAN, Emine ERDOĞAN 
İktisadi ve içtimaî sorunların birbirini takip ettiğini söyleyen Türk Parlamenterler Birliği Onursal Başkanı Hasan Korkmazcan, ‘ talep etmeyiz ama ekonomimiz günden güne kötüye gidiyor; dar gelirliler esnaf-sanatkar, köylü ve çiftçi borç batağında. Bu böyle gitmez, gitmemeli ‘ dedi.
            Demokratik Değerlerin hiçe sayıldığı bir ortamda yaşıyoruz diyen Korkmazcan, hak ve adaletin, hukuk sisteminin çöküş noktasına geldiğini söyledi. Korkmazcan şunları söyledi:      
"Ülke bir baştan diğer başa huzursuzluk ortamı içinde, Güneydoğu eli silahlı çetelerin inisiyatifine bırakılmış, cumhurbaşkanı seçilmişliğin şımarıklığı ile her şeye müdahale ediyor. Başbakan’ın yapması gerekenleri Cumhurbaşkanı Erdoğan yapmaya başladı.  Siyasi patilerin genel başkanlarına ve toplum liderlerine ağza alınmayacak ifadeler kullanıyor. Adeta 'Her şey benden sorulur ve ben ne dersem o olur' demek istiyor.  Başbakan ise daha şimdiden vezir konumuna düşmüş gibi bir görüntü sergiliyor.
            Bütün bu olup bitenlerden sonra, halkımızın cumhurbaşkanına da, iktidara da güven duymamaya başladığı muhakkaktır.  O halde bir çıkış yolu bulunması gerekir. Bir harekatın, bir oluşumun başlatılması lazım. Bu manada vatanseverlere, demokratik değerlere sahip çıkmak isteyenlere, milli düşüncenin önderlerine ihtiyaç var. Daha fazla zaman kaybetmenin anlamı kalmamıştır. Yeni bir hareketi başlatmanın zamanı çoktan gelmiştir.
            Bu durumda Türkiye'nin yeniden imar ve ihya edilmeye ihtiyacı var.
Vatan severler bunu yapmak durumunda. Biz bunu yapmak zorundayız.
            Allah nasip ederse bu hareketi yakın bir zaman içinde başlatacağız.  Bu hareketin başlangıç noktası Ankara olacaktır.
Öyle ümit ediyorum ki; 
Ankara'dan doğan güneş Türkiye'yi aydınlatacaktır."
(Ref & Kaynak ::: www.demokratikdegerlerhareketi.com)


8 Ekim 2014 Çarşamba

TÜRKLER MUHTEŞEM BİR MEDENİYETİN ÜZERİNDE OTURUYORLAR

TÜRKLER MUHTEŞEM BİR MEDENİYETİN ÜZERİNDE OTURUYORLAR
Maturidi Yesevi Otağı İlmi ve Kelami Araştırmalar Derneği’nin düzenlediği Safranbolu’da gerçekleştirilen buluşmada, “ Yüce Tanrı’nın bizzat Müslümanlardan istediği, dünyadan elini eteğini çekmek değil, dünyayı cennete çevirmek için çalışmaktır “ mesajının verildiği toplantıya Türk dünyasından önemli isimler katıldı. (Faruk Kambur-Safranbolu)    
Ebu Mansur Muhammed el) Maturidi (852-944), Semerkant’ın Maturidi köyünde doğmuş olmasından dolayı İmam Maturidi olarak anılmıştır. Maturidi, çağdaşlarının sadece nakle veya sadece akla dayalı İslami yorumlarına karşı akıl ile nakil arasında uyumlu bir denge kurarak yeni bir sünni düşünce akımı kurdu. Türk kökenli olması onun İslam’ın yaşanmasında Türk düşünce sistemini ve  geleneklerini Kur’anı Kerim’e ters düşmeden Türk coğrafyasında yaşanabilmesine ve yayılabilmesine olanak sağlamıştır.
      Türkler ve Türkler üzerinden Müslümanlığı tanıyıp benimseyen milletlerin çoğu fıkıhta Hanefi mezhebine bağlı olmakla birlikte, itikatta imam Maturidi’yi benimsemişlerdir. Ancak zaman içinde bu anlayış terk edilmiş ve İslam aleminde nakle daha çok ağırlık veren Eşarilik ve diğer anlayışlar yerleşmiştir.Bu durum , kendini Maturidi olarak kabul eden birçok kesimde de halen görülmektedir.
      12.yüzyılda Sayram’da (Şimdiki adıyla Türkistan) yaşamış olan Hoca Ahmet Yesevi, İslamı Türk’e göre yorumlayan, Türkçe söyleyen bir ulu mutasavvuftur.Ünlü şairimiz Yahya Kemale soracak olursak;’’ Şu Ahmet Yesevi kim, bir araştırın, göreceksiniz, bizim milliyetimizi asıl onda bulacaksınız.’’der. Türkçenin ve Tasavvuf anlayışının temsilcisi olması ; Hakkı Halk içinde araması ; mesleği olmayanın dini yoktur; İslamın 10 tane şartı vardır ve bunlardan birisi de İLİM yapmaktır  gibi maddeleri ‘’Yesevilik ’’ adı altında toplaması Ahmet Yesevi’nin Türk toplumu için tarihi,sosyolojik ve dini önemini artırmaktadır.
      Eflani’deki Ortakçı Göleti etrafında kurulan kamp alanında başlayan kurultay ,  büyük otağ ve çevresindeki kurulan çadırların yarattığı Orta Asya-Türkistan ambiyansı eşliğinde tiyatro ve Türk halk oyunlarıyla başladı.                                         

     Sonraki gün hava muhalefeti nedeniyle Safranbolu’da gerçekleşen oturumlar  Türkiye’den ve Türk Dünyasından gelen birbirinden değerli akademisyen ve devlet adamının katılımıyla gerçekleşti.
    Safranbolu’da başta Demokratik Değerler Hareketi’nin öncü ismi ve Türk Parlamenterler Birliği Onursal Başkanı Hasan Korkmazcan, Namık Kemal Zeybek ,Prof.Dr Hasan Onat, ,Prof.Dr.Hanım Halilova  gibi birçok önemli isme  ev sahipliği yapan kurultay , ayrıca Türk Dünyası’ndan Kazakistan,Türkmeneli,Güney Azerbaycan,Suriye Türkmenleri,Kırım Türkleri ve Ahıska Türklerinden katılan temsilcileri de  ağırlamıştır.Maturidi ve Ahmet Yesevi’nin akılcı yaklaşımı çerçevesinde Türkiye ve Türk Dünyası’nın sorunları ve çözüm önerileri tartışılmıştır.
     Derneğin Türk milliyetçisi çizgisini ve hiçbir siyasi kurum ve dini oluşumlarla bağlarının olmadığını belirten  Maturidi Yesevi Otağı İlmi ve Kelami Araştırmalar Derneği Genel Başkanı Oktay Acar, ‘’ Batı uygarlığı ile aramızda, insan hakları, bilimsel keşifler,çevre duyarlılığı, kendi halklarının rahat ve huzur içinde yaşaması, yüksek gelir seviyesi, fikir özgürlüğü  konularında  ne yazık ki en az 100 yıllık bir mesafe bulunmaktadır. Sürekli olarak eski fetihlerden bahsedilip ve sürekli atalarının yaptıklarıyla övünen ama 400-500 yıldır, bilim de, sanat’da,  mimaride ve de diğer insanlığın ortak alanlarında bu milletin ürettiği bir şey yoktur.  Mirasyedi olarak muhteşem bir medeniyetin üzerinde oturup, hala medeniyetin ,  insani kavramların ne olduğunu idrak edememiş toplum, başka milletlere efendi değil  onlara köle olur. Yüzyıllardan beri bilim ve sanat üretemeyen İslam toplumu, bugün sürekli küçümsediği batı medeniyetinin zulmü altında inlemektedir. En temel meselemiz ise Türk  milletin aydınlanma sorunudur.’’

Konuşmasında son zamanların önemli sorunlarından İslami terör örgütlerinin varlığına dikkat çeken Acar ‘’ Bugün İslam ülkeleri,  IŞİD denilen, El Kaide denilen, kendilerine “Selefi” veya hakiki “Sünni” diyen çöl mahlukatlarının yaptıkları zulüm altında inim inim inlemektedir. Balkanlarda, Orta Asya’da, Kafkaslarda, gençler kendilerine “Selefi” diyen bu çöl maymunlarının beyin yıkama operasyonlarına maruz kalmaktadır.Bu olayın tek çözümü dini akıl süzgecinden geçiren Maturidi fikriyatıdır.Çünkü fikrin silahı fikirdir.’’
Maturidi - Yesevi Otağı’nın kurulma amacı, Özellikle Türk Dünyasında olan sıkıntıların, siyasete karışmadan ve de karıştırılmadan,  çözülmesi için gerekli olan önerileri ve çözüm yöntemlerini bulmaktır.
Günümüzde Türk ırkı dünya üzerinde en çok haksızlığa uğrayan, zulüm gören millettir. Çin işgalindeki Doğu Türkistan’da Çin kaynaklarına göre 20, gayri resmi kaynaklara göre ise 35 milyon, İran’da 20 milyon Türk ,Azerbaycan’da işgal altındaki Karabağ bölgesi, Afganistan’ın kuzeyinde , Rusya Kazan Bölgesi, Yunanistan , Bulgaristan ve daha birçok bölgede yaşayan soydaşlarımız  asimilasyon altında ve zulüm görmektedir.
Sayın Acar ‘’ Yüce  Tanrının  bizzat Müslümanlardan  istediği dünyadan elini eteği çekmek değil dünyayı cennete çevirmeye çalışmaktır.”
Taassubun, tabunun kurbanı olan Türklük; Atatürk’ün dehası ve de doğru din anlayışı sayesinde karanlıktan aydınlığa çıkmıştır.

Mustafa Kemal Atatürk Diyor ki ;Büyük Dinimiz, çalışmayanın insanlıkla hiç ilgisi olmadığını bildiriyor. Bazı kimseler çağdaş olmayı kafir olmak sayıyorlar ,asıl küfür onların bu zannıdır. Bu yanlış tefsiri yapanların maksadı islam’ın kafirlere esir olmasını istemek değil de nedir ? Her sarıklıyı hoca sanmayın hoca olmak sarık ile değil dimağ (AKIL) ile dir.
Maturidi-Yesevi Otağı olarak bu çizgide çalışmalarımıza devam edeceğiz’’ diyerek konuşmasını sonlandırmıştır. (01-10-2014)
KATILIMCILAR:
Namık Kemal ZEYBEK
Müfit ÖNER
Hasan ONAT
Saleh SULTANSOY
Hanefi ÖZCAN
Şaban Ali DÜZGÜN
Hanım HALİLOVA
Ramazan Mirzaoğlu
Oktan KELEŞ
Şakir İLYASOĞLU
Ali Rıza UĞURLU DEDE
Servet GÜLCAN
Gürbüz MIZRAK
Sevgi KAFALI
Durhasan KOCA
Yakup ATASITÜRK
Dosey GENCETAY
Zyadov SHAVOSİL
Şener ÜŞÜMEZSOY
İrfan GÜRDAL
Cemil SÜTBAŞ
Oğuz KALELİOĞLU
Kerim YILMAZ
Osman KAÇMAZ
İbrahim ÖZMEN
Hasan KORKMAZCAN
Abdulkerim AGA
Nurullah ÇETİN
Behiç ÇELİK
Işık AHMET
Abdul Kadir SEZGİN
Harun MERAL
Nizamettin AKTAY
Şemseddin KUZECİ
İsmail HAKKI
Ömer AY
Muharrem Şemsek
Alsou Kamalieva
Gülüse Aksoy
Zeynep Zafer
Mehsa Mehdili
Sacit Turanlı
Mehmet Bozdemir
İsmail  Hakkı Kalyoncu
Ali Kalyoncu
Hamdi Şükrü Kılıç
Hasan Kalyoncu
Mehmet Soyuipek
İsmail Cengiz
Hızırbeg Gayretullah
Nilüfer Mutlu
Gültekin ÇAVUŞOĞLU
İbrahim METİN
Erdem SABUNCU
Süzen SABUNCU
Nihal Uslukol
Tuncay Kalkay

26 Haziran 2014 Perşembe

CUMHURBAŞKANI SEÇİMİ_SEÇİM TAKVİMİ ; 29 Haziran 2014-Pazar, 28 Ağustos 2014-Perşembe

CUMHURBAŞKANI SEÇİMİNDE UYGULANACAK
S E Ç İ M T A K V İ M İ
I. 10 Ağustos 2014 Pazar Günü Yapılacak Olan Birinci Oylamaya İlişkin Takvim 
NOT:   1- Bu Takvim, 6271 sayılı Cumhurbaşkanı Seçimi Kanunu'nun 3. maddesinin üçüncü fıkrasının verdiği yetkiye dayanılarak hazırlanmıştır.
2- 6271 sayılı Kanun'da yer alan süreler ile bu Kanun'un 2. maddesinin beşinci fıkrasıyla göndermede bulunulan diğer kanunlarda öngörülen kimi süreler kısaltılmıştır (6271/2-6).
3- Takvimde son günü gösterilen süreler aksine bir açıklama yoksa, belirtilen gün saat 17.00’de sona erer.
4- Seçim takviminin kesintisiz uygulanması gerekmekte olup, tatil günleri de seçim takvimi açısından resmî çalışma günleri gibi değerlendirilir.
5- 298 sayılı Kanun'un 87. maddesi gereğince, sandık seçmen listesinde yazılı seçmenin kimliği, nüfus hüviyet cüzdanı veya kimlik tespiti amacıyla düzenlenmiş ve Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarasını taşıyan resmî belgelerle belirlenir. Hangi resmî belgelerin kimliğin belirlenmesinde kabul edileceği hususu, Yüksek Seçim Kurulunca seçimlerin başlangıcında tespit ve ilân edilir. Şu kadar ki, belediyeler ile köy ve mahalle muhtarlıklarınca
tanzim ve tasdik edilen kimlik belgeleri bu maddenin uygulanmasında geçerli değildir.

29 HAZİRAN 2014, PAZAR
1- SEÇİMİN BAŞLANGIÇ TARİHİ
2- Cumhurbaşkanı seçimine ait parametrelerin SEÇSİS'ten tanımlanması,
3- Muhtarlık bölgesi askı listelerinin dökümüne başlanması,
4- Tutuklu ve taksirli suçlardan hükümlü olanların kimlik bilgilerini içeren listelerin Cumhuriyet başsavcılıklarından istenerek SEÇSİS’e girilmeye başlanması ve listelerin düzenlenmesi,
5- Cumhurbaşkanı adaylığı için Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına veya Yüksek Seçim Kuruluna yapılacak başvuruların başlaması (6271/7-4). (1. GÜN)

30 HAZİRAN 2014, PAZARTESİ
Seçimlere katılma yeterliliği olan siyasi partilerin Yüksek Seçim Kurulunca tespit ve ilânı. 
Cumhurbaşkanı adaylığı için Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına veya Yüksek Seçim Kuruluna yapılacak başvuruların 2. günü...

2 TEMMUZ 2014, ÇARŞAMBA
1- Muhtarlık bölgesi askı listelerinin,
2- Tutuklu ve taksirli suçlardan hükümlü askı listelerinin, Güncelleştirilmek üzere ilçe seçim kurullarınca askıya çıkarılması ve itirazların başlaması (Saat 08.00),
3- Yurt Dışı Seçmen Kütüğünün internet ortamında www.ysk.gov.tr adresinde ilân edilmesi ve itirazların başlaması (Türkiye saati ile 08.00),
4- Yüksek Seçim Kurulunun www.ysk.gov.tr internet adresinden bina bazında seçmen kayıtlarının sorgulanmasına başlanması (Saat 08.00),
5- Muhtarlık bölgesi askı listeleri ile yurt dışı seçmen kütüğünün Seçmen Kütüğü Genel Müdürlüğünce DVD olarak hazırlanıp, siyasi partilerin ilçe başkanlıklarına gönderilmek üzere tutanak karşılığı siyasi partilerin genel merkez yetkililerine elden teslimi. 
Cumhurbaşkanı adaylığı için Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına veya Yüksek Seçim Kuruluna yapılacak başvuruların 3. günü...

 3 TEMMUZ 2014, PERŞEMBE
Cumhurbaşkanı adaylığı için yapılacak başvuruların son günü (Saat 17.00). 
Cumhurbaşkanı adaylığı için Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına veya Yüksek Seçim Kuruluna yapılacak başvuruların 4. ve SON GÜNÜ

4 TEMMUZ 2014, CUMA
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına yapılan Cumhurbaşkanı adaylığı başvurularına ait bilgi ve belgelerin YSK Başkanlığına gönderilmesinin son günü (Saat 17.00) (6271/7-4).

5 TEMMUZ 2014, CUMARTESİ
1- Cumhurbaşkanı adaylık başvurularının Yüksek Seçim Kurulunca incelenmesine başlanması ve tespit edilen eksikliklerin tamamlanmasına ilişkin yazılı bildirimde bulunulması (6271/8-1),
2- Oy kullanılacak gümrük kapılarının ve yurt dışı temsilciliklerin tespit edilmesi.

7 TEMMUZ 2014, PAZARTESİ
C.B adaylarının bilgi ve belge eksikliklerini tamamlamasının son günü (Saat 17.00).

8 TEMMUZ 2014, SALI
Cumhurbaşkanı geçici aday listesinin Resmî Gazete'de yayımlanması ve itirazların başlangıcı (Saat 08.00) (6271/9).

9 TEMMUZ 2014, ÇARŞAMBA
1- Muhtarlık bölgesi askı listelerinin,
2- Tutuklu ve taksirli suçlardan hükümlü askı listelerinin,
Askıdan indirilmesi ve itirazların sonu (Saat 17.00),
3- İnternet ortamında ilân edilen Yurt Dışı Seçmen Kütüğünün ilânının sonlandırılarak bu durumun tutanak altına alınması ve Yurt Dışı Seçmen Kütüğüne yapılacak itirazların sonu (Türkiye saati ile 17.00),
4- Yüksek Seçim Kurulunun www.ysk.gov.tr internet adresinden bina bazında seçmen kayıtlarının sorgulanmasının sonu (Saat 17.00),
5- Cumhurbaşkanı geçici aday listesine yapılacak itirazların son günü (Saat 17.00),
6- Cumhurbaşkanı geçici aday listesine yapılacak itirazların Yüksek Seçim Kurulunca incelenmesine başlanması.

10 TEMMUZ 2014, PERŞEMBE
Cumhurbaşkanı geçici aday listesine yapılan itirazların Yüksek Seçim Kurulunca karara bağlanmasının son günü (6271/10-2).

11 TEMMUZ 2014, CUMA
1- Muhtarlık bölgesi askı listelerine ve yurt dışı seçmen kütüğü ile tutuklu ve taksirli suçlardan hükümlü askı listelerine itirazların karara bağlanmasının son günü (Saat 17.00),
2-Gümrük kapılarında görev yapacak ilçe seçim kurullarının, yurt dışı geçici ilçe seçim kurullarının, yurt dışı sandık kurullarının, saklama ve ulaştırma kurulları (komisyonları) ile sayım ve döküm kurullarının oluşturulması çalışmalarına başlanması (298/94/A, 94/C, 94/E),
3- Gümrük sandık kurullarının oluşum çalışmalarına başlanılması,
4- Cumhurbaşkanı kesin aday listesinin Resmî Gazete'de yayımlanması (6271/10-2),
5- Propaganda döneminin başlangıcı (6271/13).

12 TEMMUZ 2014, CUMARTESİ
1- Yurt Dışı İlçe Seçim Kurulu Başkanınca verilen kararlara ilişkin işlemlerin Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğünce tamamlanmasının son günü (Saat 17.00),
2- İlçe seçim kurulu başkanlıklarınca verilen kararlara ilişkin işlemlerin nüfus müdürlüklerince tamamlanmasının son günü (Saat 17.00).

14 TEMMUZ 2014, PAZARTESİ
1- Cumhurbaşkanı adaylarının birleşik oy pusulasındaki yerlerinin belirlenmesi için Yüksek Seçim Kurulunda kura çekiminin yapılması ve ilânı (6271/15),
2- a) Muhtarlık bölgesi askı listelerinde, listelerin döküm süresi dâhil askı süresi içinde gerçekleşen tüm değişiklikleri içeren sandık bölgesi askı listelerinin Seçmen Kütüğü Genel Müdürlüğünce DVD olarak hazırlanıp, talepleri halinde adaylara ya da yetkili kıldığı kişiye ve ayrıca siyasi partilerin genel merkez yetkililerine siyasi partilerin ilçe başkanlıklarına gönderilmek üzere tutanak karşılığı elden teslim edilir…
b) Yurt dışı seçmen kütüğünde askı süresi içinde meydana gelen seçmen bilgi değişikliklerini içeren kütüğün, Seçmen Kütüğü Genel Müdürlüğünce DVD olarak hazırlanıp, talepleri halinde adaylara ya da yetkili kıldığı kişiye ve ayrıca siyasi partilerin genel merkez yetkililerine elden teslimi., Bu listelere itirazların başlaması (Saat 08.00) (298/35, 42, 123).

15 TEMMUZ 2014, SALI
1- Sandık bölgesi askı listeleri ile yurt dışı seçmen kütüğüne itirazların son günü (298/123),
2- Yüksek Seçim Kurulunca tüm seçim çevreleri ile yurt dışı temsilciliklerde ve gümrük kapılarında kullanılacak birleşik oy pusulalarının basımına, basımı tamamlandıkça bir plan dâhilinde dağıtımına başlanması,
3- Yurt içi sandık kurullarında görev alacak kişilerin belirlenmesine yönelik çalışmalara başlanması (298/22, 23, 24).

16 TEMMUZ 2014, ÇARŞAMBA
1- Sandık bölgesi askı listeleri ile yurt dışı seçmen kütüğüne yapılacak itirazların ilçe seçim kurullarınca karara bağlanmasının son günü ve bu kararlara karşı il seçim kurullarına yapılacak itirazların başlaması (298/123),
2- Gümrük kapılarında kullanılacak araç ve gereçlerin gönderilmesine başlanması.

17 TEMMUZ 2014, PERŞEMBE
1- İlçe seçim kurullarınca 16 Temmuz 2014 Çarşamba günü verilen kararlara karşı, il seçim kuruluna yapılacak itirazların son günü (Saat 17.00),
2- İl seçim kurullarınca bu itirazların saat 23.59'a kadar kesin olarak karara bağlanması.

18 TEMMUZ 2014, CUMA
1- Siyasi partilerin genel merkez yetkilileri ile Seçmen Kütüğü Genel Müdürünün 298 sayılı Kanun'un 122 ve 123. maddeleriyle, 124. maddesinde yazılı şikâyet ve itirazlar üzerine verilen kesin kararların, Yüksek Seçim Kurulunca incelenip karara bağlanmasını istemelerinin son günü (Saat 17.00),
2- Yukarıdaki madde uyarınca yapılacak itirazların Yüksek Seçim Kurulunca karara bağlanmasının son günü (Saat 23.59),
3- İl seçim kurulunun kesin kararı ile itiraz edilmeksizin kesinleşen ilçe seçim kurulu kararlarının nüfus müdürlüklerince ve Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğünce işlenmesinin bitirilmesi.

20 TEMMUZ 2014, PAZAR
1- Yurt içi ve yurt dışı seçmen kütüklerinin kesinleştirilmesi,
2- Yurt içi sandık atama işlemlerinin yapılması.
21 TEMMUZ 2014, PAZARTESİ
1- Yurt dışı seçmenlerin Yüksek Seçim Kurulunun www.ysk.gov.tr internet adresinden oy verecekleri gün ve saat aralığını belirlemeye başlamaları (Türkiye saati ile 08.00),
2- Gümrük kapılarında görev yapacak ilçe seçim kurullarının, yurt dışı sandık kurullarının, saklama ve ulaştırma kurulları ile sayım ve döküm kurullarının oluşturulması çalışmalarının tamamlanması ve ilgililere tebliği,
3- Tutuklu ve taksirli suçlardan hükümlü askı listelerinin, Cumhuriyet başsavcılığından istenilen ikinci liste ile karşılaştırılarak değişikliklerin SEÇSİS’e işlenmesi işlemlerinin bitirilmesi ve askıya çıkarılması.
4- Cumhurbaşkanı adaylarının radyo ve televizyonda propaganda için başvuruları ve propaganda sırasının belirlenmesi için kuraya katılacak temsilcisinin ve Türkiye Radyo Televizyon Kurumu temsilcilerinin YSK’na bildirilmesinin son günü (298/53),

22 TEMMUZ 2014, SALI
1- Yurt içi sandık kurullarında görev alacak kişilerin SEÇSİS’e girilmesine başlanması,
2- Seçmen bilgi kâğıtlarının dökümüne ve dağıtımına başlanması.

24 TEMMUZ 2014, PERŞEMBE
1- Yurt içi sandık kurulu oluşum çalışmaları ile gümrük sandık kurullarının oluşum çalışmalarının tamamlanması ve oluşumda görev alanlara bu hususun bildirilmesi (298/24),
2- Görevlendirilen bu kişilere yönelik eğitim çalışmalarına başlanması.
3- Radyo ve televizyonda yayın için başvuran Cumhurbaşkanı adaylarının radyo ve televizyonda yapacakları propaganda konuşmalarının yayın ve zaman sıralarının belirlenmesi için Yüksek Seçim Kurulunca kura çekilmesi (298/54).

25 TEMMUZ 2014, CUMA
1- Yurt dışı seçmenlerin oy verecekleri gün ve saat aralığını belirlemesinin son günü (Türkiye saati ile 17.00) (298/94-C),
2- Yurt dışı seçmenlerin oy kullanacakları temsilcilikte ve hangi günlerde oy kullanacaklarına ilişkin sandık atamalarına başlanması,
3- Sandık seçmen listelerine sandık alanı görevlileri şerhi işlenerek çoğaltılmaya başlanması,
4-Gümrük sandık kurullarında görevlendirilenlerle ilgili eğitim çalışmalarının tamamlanması.

26 TEMMUZ 2014, CUMARTESİ
1- GÜMRÜK KAPILARINDA OY VERME İŞLEMİNE BAŞLANMASI,
2- Yapılan yurt dışı sandık atamalarının, Yüksek Seçim Kurulunun www.ysk.gov.trinternet adresinden ilânı.

28 TEMMUZ 2014, PAZARTESİ
1- Sandık seçmen listelerinin çoğaltılmasının bitirilmesi,
2- İlçe seçim kurullarınca sandık kurulları başkanlarına, seçim araç ve gereçlerini ihtiva edecek şekilde teslim edilmesi gereken malzemelerin hazırlanmasına başlanılması (298/68),

29 TEMMUZ 2014, SALI
Yurt dışı temsilciliklerde sandık kurulu başkan ve üyelerinin eğitimine başlanılması.

30 TEMMUZ 2014, ÇARŞAMBA
Yurt dışı temsilciliklerde sandık kurulu başkan ve üyelerinin eğitiminin tamamlanması. 

31 TEMMUZ 2014, PERŞEMBE
1- SEÇİM PROPAGANDASI VE YASAKLARININ BAŞLANGICI (298/49 ve dig.)
2- YURT DIŞI TEMSİLCİLİKLERDE OY VERME İŞLEMİNE BAŞLANMASI.

3 AĞUSTOS 2014, PAZAR
1- Radyo ve televizyon propaganda konuşmalarının başlaması (298/52),
2- YURT DIŞI TEMSİLCİLİKLERİNDE OY VERME İŞLEMİNİN SONA ERMESİ.

4 AĞUSTOS 2014, PAZARTESİ
1-Yurt içinde görevlendirilenlerle ilgili eğitim çalışmalarının tamamlanması,
2- İlçe seçim kurullarınca sandık kurulları başkanlarına, seçim araç ve gereçlerini ihtiva edecek şekilde teslim edilmesi gereken malzeme torbalarının hazırlanmasının bitirilmesi,
3- Seçmen bilgi kâğıtlarının seçmenlere dağıtılmasının tamamlanması ve dağıtılamayanların ilgili ilçe seçim kurulu başkanlıklarına teslimi.

6 AĞUSTOS 2014, ÇARŞAMBA
İlçe seçim kurulu başkanlıklarınca malzeme torbalarının sandık kurulu başkanlarına teslimi ve göreve hazır hale getirilmeleri.

8 AĞUSTOS 2014, CUMA
Tutuklu ve taksirli suçlardan hükümlü askı listelerinin kesinleştirilmesi ve çoğaltılması..

9 AĞUSTOS 2014, CUMARTESİ
1- Kesinleştirilen tutuklu ve taksirli suçlardan hükümlü seçmen listelerinin çoğaltma işleminin tamamlanması,
2- Seçim propaganda döneminin sona ermesi (Saat 18.00) (298/49, 52).

10 AĞUSTOS 2014, PAZAR
1-YURT İÇİ OY VERME GÜNÜ, 1. TUR
2- Seçim yasaklarının sona ermesi (Saat 24.00).
II. İlk Oylamada Geçerli Oyların Salt Çoğunluğu Sağlanamadığı Takdirde 24 Ağustos 2014 Pazar Günü Yapılacak Olan İkinci Oylamaya İlişkin Takvim

11 AĞUSTOS 2014, PAZARTESİ
1- Cumhurbaşkanı seçimi geçici sonuçlarının ilânı,
2- Propaganda döneminin başlangıcı (6271/13),
3- Sandık kurullarının kararları ve tutanaklarına karşı ilçe seçim kurullarına yapılacak itirazların son günü (Saat 17.00) (298/128),
4- Üçüncü maddede yapılan itirazların, ilçe seçim kurullarınca en geç saat 23.59’a kadar karara bağlanması.

12 AĞUSTOS 2014, SALI
1- İlçe seçim kurulu kararları ile birleştirme tutanaklarına karşı il seçim kuruluna yapılacak itirazın son günü (Saat 17.00),
2- İlçe seçim kurulu kararlarına karşı yapılan itirazların, il seçim kurullarınca en geç saat 23.59’a kadar karara bağlanması.

13 AĞUSTOS 2014, ÇARŞAMBA
1- İl seçim kurulu kararlarına ve il birleştirme tutanaklarına karşı Yüksek Seçim Kuruluna yapılacak itirazın son günü (Saat 17.00),
2- İlçe seçim kurullarınca, sandık kurulu ve diğer görevlilerin değişikliklerinin SEÇSİS’e işlenmesine başlanması,
3- Yurt Dışı İlçe Seçim Kurulunca, varsa saklama ve ulaştırma kurulu, sandık kurulu ve diğer görevlilerin değişikliklerinin yapılması.

14 AĞUSTOS 2014, PERŞEMBE
İl seçim kurulu kararlarına ve il birleştirme tutanaklarına karşı yapılan itirazın Yüksek Seçim Kurulunca karara bağlanmasının son günü.

15 AĞUSTOS 2014, CUMA
1- YÜKSEK SEÇİM KURULUNCA KESİN SEÇİM SONUÇLARININ RESMÎ GAZETE, RADYO VE TELEVİZYONDA İLÂN EDİLMEK ÜZERE İLGİLİ MERCİLERE GÖNDERİLMESİ,
2- İlçe seçim kurullarınca, sandık kurulu ve diğer görevlilerin durumunda değişiklik olması halinde, SEÇSİS’e işlenmesinin bitirilmesi ve yeni görev alanlara Örnek: 142 düzenlenmesi,
3- İkinci maddedeki işlemlerin bitirilmesinden sonra, sandık seçmen listelerine sandık alanı görevlileri şerhi işlenerek çoğaltılmaya başlanması.

17 AĞUSTOS 2014, PAZAR
1- İlçe seçim kurullarınca sandık kurulları başkanlarına, seçim araç ve gereçlerini ihtiva edecek şekilde teslim edilmesi gereken malzeme torbalarının hazırlanmasına başlanılması,
2- GÜMRÜK KAPILARINDA VE DIŞ TEMSİLCİLİKLERDE OY VERME İŞLEMİNE BAŞLANMASI,
3- Cumhurbaşkanı adaylarının radyo ve televizyonda propaganda için başvuruları ve propaganda sırasının belirlenmesi için kuraya katılacak aday veya temsilcisinin ve Türkiye Radyo Televizyon Kurumu temsilcisinin YSK’na bildirilmesinin son günü (298/53).

18 AĞUSTOS 2014, PAZARTESİ
Radyo ve televizyonda yayın için başvuran Cumhurbaşkanı adaylarının radyo ve televizyonda yapacakları propaganda konuşmalarının yayın ve zaman sıralarının belirlenmesi için Yüksek Seçim Kurulunca kura çekilmesi (298/54). 

20 AĞUSTOS 2014, ÇARŞAMBA
1- Radyo ve televizyon propaganda konuşmalarının başlaması (298/52),
2- İlçe seçim kurullarınca sandık kurulları başkanlarına, çoğaltılması sonlandırılan sandık seçmen listeleri dahil seçim araç ve gereçlerini içeren torbaların hazırlanmasının bitirilmesi,
3- DIŞ TEMSİLCİLİKLERDE OY VERME İŞLEMİNİN SONA ERMESİ.

21 AĞUSTOS 2014, PERŞEMBE
İlçe seçim kurulları başkanlıklarınca malzeme torbalarının sandık kurulu başkanlarına teslimi ve göreve hazır duruma getirilmeleri.

22 AĞUSTOS 2014, CUMA
Tutuklu ve taksirli suçlardan hükümlü askı listelerinin, Cumhuriyet başsavcılığından istenilen üçüncü liste ile karşılaştırılarak değişikliklerin SEÇSİS’e işlenmesi işlemlerinin bitirilmesi ve çoğaltılmasına başlanılması.

23 AĞUSTOS 2014, CUMARTESİ
1- Kesinleştirilen tutuklu ve taksirli suçlardan hükümlü seçmen listelerinin çoğaltma işleminin tamamlanması,
2- Seçim propaganda döneminin sona ermesi (Saat 18.00) (298/49, 52).

24 AĞUSTOS 2014, PAZAR
OY VERME GÜNÜ, 2. TUR
Seçim yasaklarının sona ermesi (Saat 24.00).

25 AĞUSTOS 2014, PAZARTESİ
1- Cumhurbaşkanı seçimi geçici sonuçlarının ilânı,
2- Sandık kurullarının kararları ve tutanaklarına karşı ilçe seçim kurullarına yapılacak itirazın son günü (Saat 17.00) (298/128),
3- İkinci maddede yapılan itirazların, ilçe seçim kurullarınca en geç saat 23.59’a kadar karara bağlanması.

26 AĞUSTOS 2014, SALI
1- İlçe seçim kurulu kararları ile birleştirme tutanaklarına karşı, il seçim kurullarına yapılacak itirazın son günü (Saat 17.00) (298/129),
2- İlçe seçim kurulu kararlarına karşı yapılan itirazın, il seçim kurullarınca en geç saat 23.59’a kadar karara bağlanması.

27 AĞUSTOS 2014, ÇARŞAMBA
İl seçim kurulu kararlarına ve il birleştirme tutanaklarına karşı, Yüksek Seçim Kuruluna yapılacak itirazın son günü.

28 AĞUSTOS 2014, PERŞEMBE
1- İl seçim kurulu kararlarına ve il birleştirme tutanaklarına karşı yapılan itirazın, Yüksek Seçim Kurulunca karara bağlanmasının son günü,
2- YÜKSEK SEÇİM KURULUNCA KESİN SEÇİM SONUÇLARININ RESMÎ GAZETE, RADYO VE TELEVİZYONDA İLÂN EDİLMEK ÜZERE İLGİLİ MERCİLERE GÖNDERİLMESİ.