17 Kasım 2014 Pazartesi

Esat Kıratlıoğlu: Erdoğan’ın ortaya koyduğu İslamiyet, Kur’an İslamiyet’i değil

Kıratlıoğlu: Erdoğan’ın ortaya koyduğu İslamiyet, Kur’an İslamiyet’i değil!..
•Demokratik Değerler Hareketi’nin düzenlediği 14 Kasım 2014 tarihli toplantıda konuşan Çiller döneminin bakanlarından; Demokratlar Kulübü Üyesi Esat Kıratlıoğlu, “ Ekonomimiz şu anda üretime dayalı bir ekonomi değil, tamamen tüketim ekonomisine ve dışardan gelen döviz ekonomisine bağlı. Eğer sıcak para kesilirse Türkiye’den 30-40 milyar dolar gittiği takdirde Türkiye’de ekonomi allak bullak olur” dedi.  
Kıratlıoğlu şunları söyledi: 
“Şu anda Türkiye’de bir muhalefet boşluğu var. Maalesef muhalefet bütün kanatları itibariyle bugünkü iktidarın karşısında varlık gösterememektedir. Ben 1954 yılında ağabeyim demokratik parti milletvekili seçildiği zaman onunla beraber amatör başladım politikaya. 1963 yılında da aktif olarak girdim. O zamandan bu zamana kadar tecrübelerim bana Türkiye’de halkın iki etkenlik altında olduğunu gösterdi.
Birisi din birisi cebir.
Bugünkü iktidar Müslümanlığı istismar eden ve de kendi menfaatleriyle bunu fevkalade değerlendiren bir iktidar. Recep Tayyip Erdoğan İmam Hatip mezunu olduğu için kendisini yetiştirmiş İslamiyet’te bilgi sahibi bir kimse. Ama bunun karşısında muhalefet bu vasıflara haiz değil. Recep Tayyip Erdoğan’ın ortaya koyduğu İslamiyet Kur’an İslamiyet’i değil. Kur’an bunların İslamiyet’ini tamamen karşı olarak görüyor. İslamiyet’te hırsızlık yok, bir başkasını zarara sokarak kendi menfaatini temin etmek yok, bir grup yaratmak suretiyle fırkalara ayırmak yok. Ama bugünkü iktidar bunu tam manasıyla istismar konusu olarak kullanmaktadır. 
Ekonominin devirmediği hiçbir iktidarı tanımıyorum.
Şu anda bunların karşısında tek bir imkan var. O da ekonominin bunları devirmesi. Onun haricinde din konusu itibariyle şu anda Türkiye’yi yüzde 50 ele geçirmiş durumdalar. Ekonomi ise şu anda üretim değil, tamamen tüketim ekonomisine ve dışardan gelen döviz ekonomisine bağlı. Eğer sıcak para kesilirse Türkiye’den 30-40 milyar dolar gittiği takdirde Türkiye’de ekonomi allak bullak olur. 93-94 yıllarındaki ekonomi Türkiye’den bir 10 milyar doların çıkmasıyla başlamıştır. Ben Türkiye için bunları temenni etmiyorum. Sırf bunlar yıkılsın diye Türkiye belanın içerisine girsin de istemiyorum. Ama bu gerçeği gözünüzün önüne sermek istiyorum. Şu anda Türkiye’de bir muhalefet boşluğu var. Bu muhalefet boşluğunun doldurulması gerekiyor.
Sayın Hasan Korkmazcan’ın başkanlığındaki bu hareketin başarıya ulaşmasını temenni ediyorum. 
Her şeyden önce alan hakimiyetinin tesis edilmesi gerekir.
Alan hakimiyeti illerdir, ilçelerdir, köylerdir. Ankara’da politika yapılmaz. Bugün muhalefetin en büyük eksikliği politikayı Ankara’da yapmalarıdır. Televizyonu açtığı zaman vatandaş dinliyor ama vatandaşlarla yüz yüze temasa geçmedikçe, köylerdeki vatandaşlarla karşılıklı sohbet içerisine girmedikçe vatandaşın mesafe kat etmesi muhalefet olarak çok zor. Çünkü adam bunu güç olarak din bakımından kullanıyor. Muhalefet bunun karşısında dini vasıflar itibariyle bunların gerçek yüzlerini ortaya koyma durumunda bulunamıyor. 
Şu anda çeşitli partiler faaliyet haline geçme durumunda. Pek çok kişi bunu denemekte ama bu deneyişlerin içerisinde hep zayıf kalıyorlar. Politika tecrübe isteyen, bilgi isteyen ve fikir üreten bir meslektir. işte bugün ülkemizdeki eksiklik bu. 
Bu hareketin başarılı olabilmesi için hepinizin ilçe ilçe, köy köy dolaşarak bu arzuyu ortaya koyma durumu gerçekleştirilmelidir. Buradaki toplantılar bu hareketin, hareket kaynağı olmalı. En küçük kadro itibariyle gidebildiğiniz kadar Anadolu’ya dağılacaksınız. Bu kötü gidişin temelinde Anadolu yatmaktadır ve kim Anadolu’ya hakim olursa hedefe o yakalar. “
(Ankara, 15-11-2014)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder